Küçük Ağa, Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olan Halit Ziya Uşaklıgil'in romanından uyarlanmıştır. Film, Anadolu’nun kırsal yaşamını ve toplumsal normlarını gerçekçi bir dille ele alır. Özellikle çiftçilik, aile yapısı ve geleneksel değerler gibi temalar üzerinde yoğunlaşır. İzleyiciler, ana karakterin yaşam mücadeleleri ve dönüşüm süreci ile bu dünyaya dair derin bir bakış açısı kazanır. Filmin devingen yapısı, seyirciyi karakterlerin içine çekerek onları hikayenin bir parçası haline getirir. Türk sinemasının estetik anlatımıyla birlikte bu yapım, hem duygusal hem de düşündürücü bir deneyim sunar.
Küçük Ağa’da etkileyici performanslar sergileyen başlıca oyuncular arasında Şener Şen, İdil Fırat, ve Ahmet Mümtaz Taylan yer alır. Şener Şen, karakteri Ali’yi canlandırarak filme derinlik kazandırır. Oyunculuğundaki doğallık ve güçlü duygusal ifadesi, izleyicileri karakterle özdeşleştirmeyi başarır. İdil Fırat, Ali'nin hayattaki zorluklarına karşı ona destek olan sevgi dolu bir karakteri canlandırırken, Ahmet Mümtaz Taylan ise toplumsal normları temsil eden otoriter figürü üstlenir. Bu üçlünün yanı sıra, yardımcı rollerdeki oyuncular da filmin genel atmosferine katkıda bulunarak zengin bir hikaye oluşturur.
Küçük Ağa filmi, bireysel mücadele ve toplumsal dönüşüm temalarını işlerken, izleyicilere dayanıklılığın ve direnişin önemini aktarır. Filmdeki ana fikir, insanın kendi içsel yolculuğunda karşılaştığı engelleri aşmak ve kendi kimliğini bulma sürecidir. Kırsal yaşamın zorlukları, Ali'nin karakter gelişimi ile birleşerek, birey olarak topluma karşı sorumluluklarını da sorgulamasına yol açar. Film, izleyicileri bireysel tercihlerin toplum üzerindeki etkisi ve geleneksel değerlerin modernizme karşı duruşu üzerine düşünmeye teşvik eder. Bu açıdan, Küçük Ağa sadece bir hikaye anlatımı değil, aynı zamanda derin bir sosyolojik gözlem niteliğindedir.
Küçük Ağa, görsel estetiği ile dikkat çeker. Filmin çekimlerinde doğal ışık kullanımı, Anadolu’nun kırsal güzelliklerini ön plana çıkarır. Bu, hem atmosferi zenginleştirir hem de izleyicilere yaşanan olayların gerçekliğini hissettirir. Yönetmenin kullandığı plan sekanslar ve karakterlerin duygusal anları, izleyiciyi hikayenin içine çekerken, sinematografik açıdan güçlü bir deneyim sunar.